FARKLI UYGARLIKLARI YAKINDAN İZLEMİŞ BİR COĞRAFYANIN İÇİNDE : EFES ANTİK KENTİ


       Güneşin gezmek için sizi çağırdığı bir gün. Ege'den ayrılmadan önce bölgenin en önemli turistik noktalarından biri için hazırlanıyorum. Her zaman gezmek istediğim tarihi bir nokta. Harika tarihi eserlerin fotoğrafını çekmek ve güzel bir gün yaşamak için varış noktam Efes Antik Şehri...

       Arabasız ve sırtınızda çanta ile bir yerlere giderken ulaşım ne kadar kolaysa geziniz için enerjiniz ve keyfiniz o kadar çok oluyor. Sonuçta sizi yoracak ya da keyfinizi kaçıracak detaylarla uğraşmak mükemmel geçmesini beklediğiniz gününüzün beklemediğiniz derece de kötüleşmesine neden olabilir. Rotam şu şekilde; İzmir Karşıyaka'dan Selçuk'a oradan da Efes'e ulaşmak. Raylı sistemin getirmiş olduğu ulaşım kolaylığı sayesinde bindiğiniz duraktan İzban ile hiç inmeden Tepeköy'e, oradan da aktarma ile Selçuk'a ulaşabilirsiniz. Tepeköy - Selçuk arası 25 dakika kadar sürüyor. Selçuk tren istasyonunda iniyorsunuz ki burası zaten ilçenin merkezinde. Daha önce burayı gezmediyseniz her yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Selçuk hakkında daha önce hazırladığım yazı size yardımcı olabilir. Selçuk - Efes arası 3 km. Tabelalar Efes Antik Kenti'nin bulunduğu noktayı gösteriyor. İsterseniz Selçuk garajdan kalkan ve Efes yönüne giden otobüsleri kullanabilirseniz. Otobüs şöförleri de müşterilerini Efes Antik Kenti'ne kadar bıraktıklarını söylüyorlar. Efes Antik Şehrini gezmenizin uzun süreceğini  düşünürsek dönüşte de bu otobüsleri kullanmanız harika oluyor. Efes'e ulaşmak hiç problem değil. Şimdi bu harika antik kentte neler yaşadık onları konuşalım.

   Hayran Kalacağınız Yapıların Ev Sahibi : Efes Antik Kenti

          Her zaman ününü bildiğimiz, fotoğraflarına her zaman bir dergi, kartpostal ya da herhangi bir dijital mecrada rastladığımız Efes Antik Kenti hepimizin bir gün ziyaret etmek istediği noktalar arasında belki de. Ben de hep bir gün gideceğim derdim ama o bir günü bir türlü denk getiremedim yıllardır. Üniversite yıllarımda açtığım blogumun içerisinde mutlaka olmasını istediğim Efes'i sonunda görmeyi başardım. Antik kentin içerisindeki ayrıntıları düşününce 3 saat burada vakit geçirerek her şeyi sindire sindire anlayabilirsiniz. Yok ben şöyle bir bakıp geçicemciler içinse 1 saat yeterli sanırım. Bakalım Efes Antik Kenti'nin taş yollarına adım attığımda sırasıyla neler beni etkilemiş konuşalım...

    Farklı dönemlerde farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve her dönemde ilginç olayların yaşanmış olduğu bir coğrafyada Efes. Bağımsız Efes kent devleti (polis) 7. yüzyılın 2.yarısından itibaren Lidya Krallığı tarafından daha çok sıkıştırılmaya başlanmış ve 560 'tan hemen sonra ise Lidya Kralı Kroisos şehri fethetmiş. İ.Ö 546 ve ya hemen sonrasında Persler Lidya Krallığını dolayısıyla da Efes'i ele geçirmişler. Hakimiyetleri de Büyük İskender'in fethine dek sürmüş.  Büyük İskender'in ölümünden sonraki Diadok savaşları süresince kent, İ.Ö 300'den itibaren Lymakhos'un Krallığı'na dahil edilmiş. Khersonnes ve Aitolia'daki ilk yeni kentsel kuruluşların ardından, Efes'te de Lysimakhos'un eşi II.Arsinoe'nin ismi verilerek Arsinoea adlı yeni bir şehir kurulmuş. İ.Ö 133 yılında Bergama (Pergamon) Kralı III.Attalos öldüğünde, vasiyetiyle krallığını Roma halkına bırakmış. "Civitas Libera" statüsüyle vergi ödemekten muaf tutulan Efes kenti böylece Roma'nın Asya Eyaleti'nin bir parçası haline gelmiş. Halk Roma hakimiyetinden memnun olmamış ve bunun en iyi göstergesi de Pontuslu Kral VI.Mithridates'in eyaleti ele geçirmek istediğinde halkın sevinçle göstermiş olduğu destekmiş. Eyalette yaşayan İtaliklere idam hükmü verilmiş ve İ.Ö 88 yılında yalnız Efes'te bir gecede 80.000 insan katledilmiş. İsyanın bastırılmasıyla görevli Romalı General Cornelius Sulla, şehrin özgür statüsünü elinden alarak Efes'i yeniden vergi ödemeye mecbur bırakmış. İ.Ö 33 yılında Marcus Antonius ve eşi Mısır Kraliçesi Kleopatra kışı Efes'te geçirerek burada daha sonra Roma İmparatoru olacak olan Octavianus'a karşı savaş planları düzenlemişler. 1090'da Selçuklu Beyi Tengribirmiş Efes ve Hagios Theologos'u (Ayasuluk) fethetmişse de , 1096'da Bizanslı general Johannes Dukas tarafından Hagios Theologos tepesinden pek de uzakta olmayan bir çarpışma sonrası şehir geri alınmış. Bölgenin tümünün tamamen Bizans İmparatorluğundan kopartılması ise ilk kez 1034'te gerçekleşmiş. Bir Selçuklu beyliği olan Aydınoğlu Beyliği bölgenin yeni hükümdarı olmuş, 15. yüzyılın ilk yarısında ise bu hükümdarlık Osmanlılara geçmiş. Farklı zaman dilimlerinde hayret verici olaylar bütünü. Bu coğrafyaların bir dili olsa da anlatsa denilecek türden birçok olaya tanıklık etmiş bu antik kent ve bulunduğu bölge.


                                                              Celsus Kütüphanesi

  Ege Bölgesi'nde bolca antik tiyatro fotoğrafı çekmeye alıştım. Çokça basamak tırmandım iyi bir kare yakalamak için. Efes Antik Kenti'nde de beni ilk karşılayan yine muazzam büyüklükte bir antik tiyatro oldu. Roma Dönemi'nde yapımı İmparator Domitianus ile Traianus zamanını kapsıyormuş. Tiyatro gösterilerinin yanı sıra toplantılara da hizmet eden tiyatro, Roma İmpratorluk Devri'nin ilerleyen dönemlerin de ise  gladyatörler arenası olarak kullanılmış.  Efes Antik Büyük Tiyatro Helenistik Dönemde, oditoryumun inşa edilmesine müsait olan Panayırdağ'ın eteklerine inşa edilmiş. M.Ö 2.yüzyılda yapının izleyici kapasite 20-25.000 kişiye ulaşmış. İ.S 125 civarında tiyatronun kuzeybatısında "Tiyatro Gymnasionu" olarak adlandırılan bir yapı inşa edilmiş. Efes Antik Kenti'ne girip büyük tiyatroya doğru yol alırken bu yapının kalıntılarının yanından geçiyorsunuz.




                                                                       Büyük Tiyatro





  Tiyatrodan ayrılıp sol tarafa doğru ilerlediğmde görmek için sabırsızlandığım Celsus Kütüphanesiyle karşılaştım. İ.S 100 ile 110 yılları arasında Gaius İulius Aquila tarafından babası Senatör Tiberius İulius Celsus Polemaanus için yaptırılmış Celsus Kütüphanesi. İ.S 270 civarında bir depremle kütüphane yıkılmış , daha sonra da inşa edilememiş.  Kütüphane'nin ön kısmında Celsus'un Sezgisi, Celsus'un Erdemi , Philippus'un Yeteneği ve Celsus'un Bilgeliği yazan dört farklı heykelde incelemeniz için sizleri bekliyor. Fotoğraflarına bakıp gerçekten beğendiğim bu yapıyı canlı gözlerle izlemek gerçekten harika bir andı. Mimarisi, yüksekliği, içerdiği detaylar gibi ayrıntılarıyla ziyaretiniz sırasında uzun uzun vakit ayırmanız gereken bir yapı. Daha tamamını gezmeden iki harika yapıyı arkamda bıraktım Efes Antik Kenti'nde.





 Daha hangi tarihi detaylarla karşılaşacağım düşüncesiyle Kuretler Caddesi'nden yukarı doğru yürümeye başladım. Kuretler Caddesi Helenistik - Roma şehrinin dikey ızgara planına uygun olarak yapılmış. Cadde boyunca her sütunun önünde, mermer veya bronzdan bir heykele ait yazılı kaide bulunmakta; bu yazıtlarda yararlılık gösteren vatandaşlar ve hayırseverler onurlandırılmaktaymış.



                                                                     Kuretler caddesi

   Yolun başında hemen sağ tarafımda ilk incelemem gereken detay var. İmparator Valentinianus, Valens ve Gratianus'un Eutropius'a yazısı taş tabletler üzerinde karşıma çıktı. Ekonomik durum, vergiler, şehirlerin eksiklerinin giderilmesi gibi farklı konularda metinler içeren bu mektubun içeriğini detaylı olarak inceleyebiliyorsunuz.



                          İmparator Valentinianus, Valens ve Gratianus'un Eutopius'a Yazısı


  Biraz ilerde caddenin sol tarafında ise bizi Hadrianus Tapınağı bekliyor. P.Vedius Antoninus Sabinus tarafından bağışlanan bu küçük tapınak benzeri anıt, mimari bir yazıta göre İmparator Hadrianus'u onurlandırmaktaymış. Kuretler Caddesi'nin devamında Varius Hamamı, Yamaç Evler,  Tiberius Claudius Aristion ve eşi tarafından İ.S 102 ve 114 yılları arasında Efesli Artemis ile İmparator Traianus onuruna yaptırılan Traianus Çeşmesi, Herakles Kapısı yürüyüşünüz sırasında karşılaşacağınız diğer eserler. Kuretler Caddesi'nin bitiminden sonra kentin Yukarı Kapısı'na doğru yol alıp, İmparator Domitianus'a adanmış ancak imparatorun ölümünden ve anısının lanetlenmesinden sonra Faviuslar ailesine devredilen  Domitianus Tapınağının günümüze ulaşabilmiş kalıntılarına göz atarak kentin yollarında ilerleyebilirsiniz.


                                                                   Hadrianus Tapınağı

  Yukarı kapıya ulaşmanıza yakın inceleyebileceğiniz bir diğer eser Bouleuterion. Yaklaşık olarak İ.S 100'de inşa edilmiş olan bina, İ.S 150 civarında Publius Vedius Antoninus tarafından bağışlanan yeni bir sahne duvarına kavuşmuş ve bu duvarda imparator ailesinin portreleri ve İmparator Antoninus Pius'un mektupları sergilenmekteymiş. Bouleuterion kent meclisinin oturumlarına ev sahipliği yaptığı gibi müzik gösterileri ve yarışmalarında yapıldığı bir mekanmış.


                                                                            Bouleuterion



İnanılmaz bir antik kent. Her yerinde ayrı bir eser, ayrı tarihi kişiler, ilginç olaylar, ilham verici eserler ve yaşanmış hayatlara ilişkin izler. Yukarıda yazdıklarım sizi çok da fazla sıkmadan buraya gitmeden önce bilgilendirici cümleler. Gittiğinizde çok daha fazla detayla karşılaşacağınızı aklınızda bulundurun. Umarım üzerinde yaşadığımız yeryüzünde yer alan farklı tarihi bir nokta hakkında sizleri biraz olsun bilgilendire bilmişimdir. Gezmek istediğim bir tarihi noktadan aklımda kalanlar ve sizlere anlatacağım gözlemlerin bu kadar. Vaktinizi geçirmek istediğiniz coğrafyaları  ziyaret etmeniz dileğiyle...




                                                               Helenistik Çeşme Yapısı


                                                                       Mil Taşları





































   



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder