TARİHİN KOKUSUNU İLÇELERİNDE HİSSETTİREN ŞEHİR : BİLECİK

  Seyahat etmenin güzel ve birazda fedakar yanlarından biri. Sabahın ilk ışıkları ve aydınlanan gökyüzü ile yola koyulmak. Beni bekleyen bir trenim olunca bu anları bir seyahat başlangıcında daha tekrarladım. Yeni bir şehir yeni bir heyecan daha önce görmediğim bir coğrafyaya adım atma zamanı.

Hızlı tren birkaç şehri vakitten kazanarak ziyaret etmeyi daha da kolaylaştırdı. Günübirlik seyahatlerle en azından bir şehir hakkında ön keşif yapıp, daha sonraki ziyaretler için daha iyi plan yapabiliyorsunuz. Sabah Ankara'dan 8.10 treni ile Bilecik'e yol aldım. 2 saat 10 dk sürecek bir mesafe. Ankara'dan günde 4 adet sefer var Bilecik'e. Akşam dönüş son tren 19.23. Yani bana 9 saat gibi bir süre kalıyor. Erken yola çıkmakta fayda var o yüzden. Biletimi bir hafta  önceden aldım. 2-3 gün öncesinde baktığımda dolu olduğunu gördüm hep. O yüzden planlı hareket etmenizi öneririm eğer hızlı tren kullanacaksanız. Polatlı, Eskişehir, Bozüyük derken vardık sonunda Bilecik'e.

Gardan çıktığınızda sizi bekleyen beyaz küçük minibüsler var. Onlarla merkeze gidebilirsiniz. Binmeden yine şoföre sorun. Yol ücreti Eylül 2018'de 2.5 TL. Merkeze ulaşmanız yaklaşık 19 dk gibi bir süre alıyor. Çok uzak değil ama dolaşıyor falan işte. Çarşıya varınca afalladım önce sağa mı sola mı diye. Yolun sağında solunda dükkanların bulunduğu bir ana cadde. Bilecik turuna doğa havası alarak başladım. Merkezden 4 numaralı dolmuşlara binerek 2.5 TL karşılığında son durak Pelitözü Göleti'ne gittim. Şehirden uzaklaşmak için iyi bir tercih. 20 dakikalık yol. Saat başı kalkan dolmuşlar Pelitözü Göleti'ne uğruyormuş. Diğer saatlerde giden arabalar ise müşterisi varsa gidiyormuş oraya kadar. Eğer arabasız giderseniz haberiniz olsun bu durumdan. Mevsim geçti bir de haftaiçi olunca ziyaretçi sayısı çok az tabii. Bazı işletmeler geç açıyor sanırım kapalı çünkü ama açık olanlarda vardı. Mangal piknik gibi aktivitelere müsait. Göl kenarı yürüyüş için elverişli. İçinde ormanlık bir yerinde bulunduğu bir yer Pelitözü Göleti.



                                                                           Peliözü Göleti

Doğayla başbaşa kısmını geçtikten sonra tarihi yapılara odaklanmak için hedefteki ilçe Osmaneli. Yaklaşık 50 dakika yolculuk. Gidiş-dönüş süreleriye birlikte bana ciddi bir zaman harcatacak. Bilecik - Osmaneli arası 20 dakilka da bir araba var. Yol ücreti 8 TL. Merkezde Eskigaraj diye bir yer var. Minibüsler oradan kalkıyor ama yoldan da binenler oluyor. Araba boştu ama sanırım garajdan binmek daha iyi olur. Osmaneli'nde indikten sonra turistler için koydukları tabelalarla istediğim yerleri hemen buldum. Kafamı sağa çevirince Tarihi Osmaneli Konakları hemen karşımdaydı. İncelemek için ara sokaklara adımlamak gerekebiliyor.


                                                                     Tarihi Osmaneli Konakları


Benim 15200 nüfuslu Bilecik ilçesi Osmaneli'nde daha fazla merak ettiğim yapı ise bir 17.yy eseri Hagios Georgios Kilisesi. Bu güzel topraklarda ne kadar eski ve ilginç eserler bulabileceğimizin bir kanıtı daha. Yaşanmış yüzyıllarca yılın ardından bu ilçede sizi bekliyor. Etrafı çevrili izinsiz giriş yok kiliseye. Kilisenin hemen yan tarafında ise teras kısmına giden bir yol var. Ben en tepeye kadar çıkmadım ama yine de biraz tırmandım. Hem zaman az hem biraz yordu. Yine de tepeden bir Osmaneli manzarası aldım. Çok uzun zaman geçirmedim Osmaneli'nde. Tarihi Konaklar arasında dolaştım. Çok turistik değil belki ama meraklıları için ilginç bir yer olabileceği düşüncesindeyim. Gezerken sokaklar fazla sessizdi. Tek başına olmak biraz can sıkıcı olabiliyor. Neyse beni bekleyen 50 dakikalık bir yol var. Acele edelim çünkü sıradaki durak Söğüt.





                                                                    Hagios Georgios Kilisesi


                                                                Tepeden Osmaneli Manzarası

Eskigaraj da indim ve Söğüt arabasına yetistim. Söğüt arabaları saat başı ve sanırım gezinin ilk kısmına Söğüt'le başlasaymışız daha iyi olumuş. 16'daki araba doluydu bilmiyorum ayakta yolcu alıyolar mı ama bir gezi planı yaparsanız erken gidin ve minibüste yerinizi alın. Yaklaşık 40 dakika süren bir yol ve bizim için çok önemli bir şahsı ziyaret edip dua okumak için Ertuğrul Gazi Türbesi'ne gidiyorum. Yolculuk ücretiniz 10 TL bunu da ekleyelim. Söğüt'e vardığımızda hemen karşıma çıktı Ertuğrul Gazi Türbesi. Sanırım Söğüt'ün girişinde çünkü merkeze gitmedik. Ertuğrul Gazi Türbesi'nin bulunduğu ortam gerçekten ferah yeşil. Ziyaret ettiğim anda hissettiğim manevi bir hava oldu. Ertuğrul Gazi'nin kabrinin hemen yanında farklı coğrafyalardan gelmiş topraklar mevcut. Gezinin son kısımlarında yorgunluğu üzerimden alan ve gezmenin verdiği heyecanla yaklaşık 17 saat hiç bir şey yemememe rağmen çok güzel noktaladığım bir gezi oldu. Ertuğrul Gazi Türbesi'nin çevresinde gördüğüm hediyelik eşya dükkanları kalabalığın olduğu oturma mekanları ise benim buraya farklı bir ilden gelip turist olduğumu hissettiren detaylar oldu. Ertuğrul Gazi Türbesi'nin pencerelerinde mermi izleri var. Bu detayın bilgisi de verilmiş. Pencere kepenklerindeki bu izler 1921'de Söğüt'ü işgal eden Yunanlıların mezara sıktığı kurşun izleriymiş. Öğrendiğim bu bilgide son olarak sizlerle paylaşayım.





Doğa ve tarihin bir arada olduğu bir gezi daha. Sanırım vakit ayarlamasını daha iyi yapabilseydim Şeyh Edebali Türbesini de ziyaret edebilirdim. Gidemediğim için üzgün olduğum nokta orası. İlçeler arası mesafe ve araba saatlerini iyi hesap etmek gerekiyor bu noktada. Tabii bi de işin fiziksel kısmı var adımlamak için. Yine günlük adımlama hedefini aşmışım. Tebrikler bana! Ekranda ismini öğrendiğim bir çok yeri yakından görüp havasını hissedip, bahsedildiği gibi olup olmadığını bir günübirlik gezide anlamaya çalıştım. Bir sonraki sefer için daha tecrübeliyim ve  umarım size de gerçekleştireceğiniz bir gezi öncesi bir şeyler anlatabilmişimdir. Bir sonraki sefer görüşmek üzere !










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder