Yurtiçi gezilerim bir yana hep merak ederdim yurt dışı
gezilerim nasıl olur acaba diye? Hiç tahmin yürütmemiştim ilk neresi olur diye
ama sonuçta ilk yurtdışı gezi durağım
olan Belgrad biletimi aldım. Hepimizin ufak tefek tereddütleri olur elbet,
sonuçta farklı bir coğrafya, farklı bir dil, farklı yaşam tarzı gibi detaylar… Bunları aşmam 2 ya da 3 günümü
aldı açıkçası. Belgrad’a Nicola Tesla Havalimanından giriş yapıyorsunuz,
haliyle her havalimanı gibi şehirden uzak biraz ; merak etmeyin merkeze varınca
unutursunuz bu detayı. Öncelikle buram buram tarih kokan bir şehir Belgrad.
Genelde insanlar yemeklerini pizzacı ya da börekçilerde yemeyi tercih ediyorlar, yürürken ve ayakta yemek yiyen insan
görme ihtimaliniz çok yüksek. Dedim ya alışmam fazla sürmedi, nedeni de yiyecek
yönünden fazla problem yaşamazsınız. Sabah kahvaltınızı börekçilerde
yapabilirsiniz ya da benim en çok beğendiğim hem kahvaltı hem de öğle yemeği
için yiyebileceğiniz peynirli ve sebzeli
sandviçler. Genelde ekmekler bizim kültürümüzdekilerle aynı sadece farklı
çeşitleri olabiliyor. Üzerinde ay ve kabak çekirdekli sandviç ekmekleri göreceksiniz
örneğin ; ama ben sandviçlere bayıldım
burada. Bizim bildiğimiz yoğurdu içecek şeklinde kullanıyorlar, Türk kahvesini
fazla tükettiklerini söyleyebilirim.Bunlar sadece ilk rastladığım basit benzerlikler daha çok fazla şey görüceksiniz bizim kültürümüzle aynı olan.
Belgrad merkezinde çok fazla tarihi sokak var ve bu sokaklara genellikle önemli kişilerin isimleri verilmiş. Savaş döneminden kalma çok fazla yapı görebilirsiniz. Geldiğinizde kesin olarak Knez Mihajlova caddesinde yürüyeceksiniz ki , burası Belgrad merkezin en önemli caddesi diyebiliriz. Beni en mutlu eden şeylerden biri de yemek isimlerinin ve bazı şeylerin isminin bizimkiyle aynı olması. Arkadaşlarımla konuşurken onların telaffuzlarını duymak ayrı bir keyif benim için.
Belgrad merkezinde çok fazla tarihi sokak var ve bu sokaklara genellikle önemli kişilerin isimleri verilmiş. Savaş döneminden kalma çok fazla yapı görebilirsiniz. Geldiğinizde kesin olarak Knez Mihajlova caddesinde yürüyeceksiniz ki , burası Belgrad merkezin en önemli caddesi diyebiliriz. Beni en mutlu eden şeylerden biri de yemek isimlerinin ve bazı şeylerin isminin bizimkiyle aynı olması. Arkadaşlarımla konuşurken onların telaffuzlarını duymak ayrı bir keyif benim için.
Knez Mihajlova caddesinde güzel bir yürüyüş
Knez Mihajlova Caddesi (Knez Mihajlov Street)
Knez Mihajlova da gezerken sağ tarafta Cumhuriyet Meydanı’nı göreceksiniz. Bu meydana gidip heykel önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. Hemen yanında tarihi tiyatro binası da yer alıyor. Belki ilginç bir detay olacak ama Cumhuriyet meydanına gittiğiniz zaman insanların sağa sola bakıp birilerini beklediğini göreceksiniz. İnsanlar genelde arkadaşlarıyla buluşup bir yerlere gidecekleri zaman bu meydanda buluşmayı tercih ediyorlar; çünkü büyük ve buluşmak için ideal bir mekan, çok rahat tarif edilebiliyor. Özellikle Cuma geceleri ertesi günün tatil olması dolayısıyla herkes Knez Mihajlova’ya akın ediyor. Kafeler, eğlence mekanları her yer ışıl ışıl, her yerde müzik , eğlenceli ortamlar söz konusu. Akşam saati caddede yürürken insanın ayrılası gelmiyor gerçekten bu caddeden.
Cumhuriyet Meydanı ( Republic Square)
Cumhuriyet Meydanı yanında bulunan Tarihi Tiyatro Binası
Belgrad’a geldiğinizde Kalemegdan ismini yüzde yüz duyacaksınız. Büyük bir alana inşa edilmiş devasa bir kale. Zaman içerisinde farklı imparatorlukların eline geçmiş bu kale. Burayı ziyaret ettiğinizde göreceksiniz ki harika bir manzarası var ve insanlar hem bu tarihi yeri görmek , hem de bu harika manzaraya karşı bir şeyler içmek için kalenin surlarına akın ediyorlar. Sıcak hava da akşam Kalemegdan surlarında oturma ve gece manzarası şansımız oldu ve gerçekten harika bir görüntüye şahit oluyorsunuz ışıklar altında. Surlar üzerinde Tuna Nehrine ve karşı tarafa Yeni Belgrad’a bir bakış atabilirsiniz.
Kalemegdan Tarihi Taş Kapısılarından biri
Kalemegdan giriş kapılarından biri ve Özgürlük sembolü
Kalemegdan'ın büyük bahçesinden kaleye ulaştığınız zaman Eski Saat Kulesinin yer aldığı kapı
Kalemagdanın büyük bahçesinden kaleye varmadan bir görünüm
Kalemegdan'ın Tarihi Surlarından Eşsiz Manzara
Kaleye ulaşmadan bahçeden izleyebileceğiniz manzara
Daha önce yurtdışında kaç ülke ziyaret ettiniz bilmem fakat , daha önce böyle bir deneyiminiz olmadıysa ilk sefer için ideal bir şehir Belgrad. Para değeri olarak bizden çok farklı değil bütçeniz dahilinde çok rahat 1-2 hafta tatil yapabilirsiniz. Vize sorunumuz yok ve uçakla sadece 1 saat 40 dakika da İstanbul’dan buraya uçabilirsiniz. Şehrin hoşuma giden güzel detaylarından biri de dinlenmek ve gezmek için çok sayıda parkın yer alması. Sıcak hava da geziyorsanız soluklanmak ve bir şeyler atıştırmak için gölge bir yer bulacağınız bu yeşil alanlar, ailelerin çocuklarıyla birlikte ziyaret ettikleri, insanların koştuğu, bisikletle dolaştığı ya da köpeklerini gezdirdikleri ideal dinlenme mekanları. Arkadaşlarımla öğrenci parkı adında bir parkta akşam oturup sohbet etmiştik. Belgrad’da genelde üniversite fakülteleri farklı binalar şeklinde dağınık halde bulunuyor. Yan yana bulunan birkaç fakültenin karşısında yer alan bu park hem gençlerin hem de her yaştan insanın uğradığı parklardan sadece biri; benden söylemesi yolunuz düşerse uğrarsınız belki. Kalemegdan dan çok bahsettim ama oranında yazın sabah akşam ziyaretçi akınına uğradığını da söylemeden geçmeyeyim. Belgrad ziyaretiniz öncesi gezi yazımın ilk bölümü karar verme aşamasında sizlere yardımcı olur umarım; ikinci bölümde ise dini mekanlardan, yüzmek için nerelere gidebileceğiniz den, müzelerden ve yapabileceğiniz bir çok şeyden sizlere bahsedeceğim. Hepsini bir solukta anlatmaktansa , tadına vararak anlatmayı daha çok tercih ediyorum. Belgrad’daki ilk izlenimlerim bu şekildeydi, ikinci bölümde görüşmek üzere…
Belgrad'ı ziyaret ettiğinizde soluklanabileceğiniz parklardan sadece biri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder