İzmir'i daha önce hiç görmediğim bir açıdan izlemeye ve fotoğrafını çekmeye karar verdim bu sefer. Konaktan 15 dakika mesafede tarihi asansör kulesini görmek istedim. İnsanlara kolaylık sağlayan, yapımı eskilere dayanan tarihi bir yapı. Yapılma işlevini bugünde koruyor hem de turistik açıdan da bir konuma sahip. Tarihi asansör kulesi 1907 yılında Nesim Levi Bayraklıoğlu isimli bir musevi hayırsefer tarafından inşa edilmiş. Asansör kulesinin inşa amacı ise Mithatpaşa caddesi ile tepedeki Halil Rıfat Paşa semti arasındaki yükseklik farkından dolayı yaşlı, çocuk ve hamilelerin dik merdivenleri tırmanmasının getirdiği zorluğu aşmak.
Tarihi asansör kulesinden İzmir manzarası
Konaktan yürümeye başladığınızda kısa süre sonra asansör yazan tabelaları görüp takip ettiğinizde, girişinde Dario Moreno ve Enrico Macias'ın büstlerinin bulunduğu Dario Moreno sokağına ulaşacaksınız. Dario Moreno; 1921 yılında doğmuş, İzmir'in yoksul kaldırımlarında büyümüş ve müziğe bu kentte başlamış, Türkiye asıllı, İzmir sevdalısı Fransa'da ünlenen şarkıcı. Bu renkli sokağa adım attıktan bir kaç saniye sonra da Tarihi asansör kulesini göreceksiniz. İnsanlar hem ziyaret etmek için hem de orada oturan insanlar yoğun olarak kullanıyor asansörü. Siz de İzmir'in doyumsuz manzarasını izlemek isterseniz mutlaka ziyaret edin Tarihi asansör kulesini...
Dario Moreno ve Enrico Macias'ın büstleri
Dario Moreno Sokağı
Urla gezisi sabahın erken saatlerinde başladı. Aktarmalarla süslenmiş uzun diyebileceğimiz 1.30 saatlik bir yolculuk söz konusu. Urlaya arabasız gitmek için izleyebileceğiniz yol kısaca şu şekilde: Eğer metro kullanıp Aliağa yönünden geliyorsanız Halkapınar istasyonundan aktarma yapıp Fahrettin Altay durağına gidiyorsunuz. Metro durağından yaklaşık 50 m yukarıda 725 numara Urla otobüsleriyle, mavi denizin, yazlık evlerin arasından kulağınızda müzikle keyif dolu 1 saat yol gideceksiniz. İnsanı hiç bunaltmayan sağı solu izleyerek geçen keyifli bir saat diyebilirim. Gezinin ilk aşaması Urla merkezde başladı. Çok fazla uzun sürmedi. Sakin, sıcakta çoğu kişinin gölgelerde oturacak yer aradığı bir şehir merkezi.
Urla şehir merkezi
Yoğunluk deniz kenarında. Ben de vakit kaybetmeden tabelasında "İskele" yazan minibüslere binip hemen deniz kenarına gittim. Urla - İskele, Urla - Çeşmealtı arası çok fazla değil. Kısa zamanda buralara ulaşabiliyorsunuz. Ziyaret ettiğim zaman itibariyle 2,5 tl ulaşım ücreti verdim.
İskeleye varıp minibüsten indiğinizde kendine has küçük çarşısından marinaya çıkıp turunuza başlayabilirsiniz. Büyük bir marina, tekneler , renk renk kendine özgü tasarımlarıyla balıkçı kayıkları, marinanın yanındaki balıkçı lokantaları, deniz kenarından uzayıp giden yürüyüş yolu iskelede gözlemleyebileceğiniz özellikler.
Deniz kenarında vakit geçirmek için kafeler, hem sıcaktan kaçmak hem de denize girmek için yer sunmalarıyla tercih edilebilir noktalar. Bunun dışında Urla'nın denizinin maviliğine dalıp yürüyüşe başladığınız zaman insanların belli başlı noktalarda ufak gruplar halinde denize girdiklerini görmek mümkün.
Urla İskele'nin harika manzaraları
Denizin güzelliğinin Çeşmealtında nasıl göründüğünü görmek için İskeleden minibüse binip 5-6 dk sonra Çeşmealtında indim. İskeleden biraz daha büyük, balıkçı kayıklarının ve tur teknelerinin kıyıya bağlı durduğu, rüzgar sörfü yapanların bulunduğu, yürüyüş yolunun kenarlarının denize girdiğinizde kullanabileceğiniz kum alan ve şemsiyelerle donatıldığı, yürürken yan tarafınızda hoşunuza gidebilecek yazlık evlerin olduğu deniz kenarı güzel bir yer. Uzun vadeli olmasa bile yol güzergahınızın üzerindeyse ya da günübirlik - benim gibi - bir macera ararsanız listenizin kıyısına köşesine bir yere sıkıştırın bu durakları.
Urla Çeşmealtı sokakları
İskelede olduğu gibi Çeşmealtında da yol kenarında yürüyüş yaptığınız yaya yolunun kenarında denize giren birçok tatilci görebilirsiniz. Ufak bir hatırlatma; Kum Denizi Plajı İskelenin hemen yan tarafında yer alıyor. İskele ve Çeşmealtında fazla zaman geçirip sıcağında biraz biri etkilediğini varsayarsak plaja ve Karantina adasına maalesef uğrayamadım. Bunda birazda otobüsün ters tarafına oturup bu noktaların iskelenin hemen yan tarafında olduğunu görmemem de önemli rol oynuyor. Napalım kısmet :) Ama Kum Denizi Plajı durağında otobüse binen kişilerin, boş otobüsün içini doldurduğunu düşünürsek, ufak bir hesaplamayla insanların denize girmek için bu plajı kullandığını söyleyebiliriz. Otobüse binenlerin çoğunun kırkırmızı ve yüzlerin den yorgun olduklarının belli olması da bu düşüncemizi destekler nitelikte.
Çeşmealtı
Benden bu kadar. Sıcakta yorucu ama keyifli bir yolculuk oldu. Trafik problemine Ağustos ayının ilk günlerinde yaptığım bu ziyarette 17.00 - 18.00 saatlerine kadar bir yoğunluk görmedim. Akşam saatleri için bir şey söyleyemeyeceğim. Fikri olan varsa yazının altında bizi bilgilendirebilir. Kendinizi iyi bakın, yeni yerler keşfedin, her günübir öncekinden daha iyi değerlendirin. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder