İZMİR'İN TARİHİ DOKULARLA ÖRÜLÜ İLÇESİ : SELÇUK

Tarihe meraklı olun olmayın, geçmiş dönemlerde insanların yapmış olduğu ilginç yapılar ya da onların kendi dönemlerinde yaşamış olduğu  ilginç ya da hüzünlü hikayeler bir şekilde sizi de etkiler. Bu antik şehirleri gezmek ise o  hikayeler ile gördüğünüz eserlerin birbiriyle bağdaşmasında etkili rol oynar. Okursunuz, gözlemlersiniz, antik şehirde bir noktada durur, kendi kafanızda canlandırmaya çalışırsınız. Bu adeta bir romancının yazacağı hikayeyi kafasında  canlandırması gibidir.   

 Bulunduğumuz coğrafya üzerinde farklı antik yapılar ve kültürlerle  karşılaşabilme şansımızın olması bu kültürlerde birçok kahramanla tanışmamıza vesile olur; bu yazımızda da olacağı gibi. Bu tarihi eserler kadar onlarla karşılaşacağınız şehir de size farklı şeyler sunmaya hazırsa, gezmek için doğru noktada olduğunuza şüphe yoktur.  Tarihi dokularla bezeli güzel ilçe Selçuk bize güzel bir hafta sonunu doyasıya yaşama fırsatı  verdi.  Tren yolculuğuyla başlayan uzun gezimiz Aydın’dan Selçuk ilçesine kadar yaklaşık bir saat sürdü. Selçuk hakkında hiçbir bilginiz olmasa bile, tren garından çıktıktan  sonra karşılaşacağınız yapıları görünce  aklınızdan tarihi bir ilçeye geldim fikrinin geçmesi muhtemeldir. Tren garından çıktığınızda sizi ilk olarak Bizans Su Kemerleri bekliyor, adeta fotoğraflarını  çekmenizi bekler gibi. Bu su  kemerleri bir yazının giriş bölümü  gibi, gelişme bölümünde olacakların habercisi niteliğinde.  15 metre uzunluğundaki ilginç Bizans dönemi eseri, yolculuğunuzun başlangıç noktası.


                                                                  Bizans Su Kemerleri


Buradan itibaren Selçuk sokaklarında bizleri asıl büyüleyecek olan harika yapılara doğru yol alıyorsunuz. Yol üzerinde Selçuk ile ilgili bir müzeye de uğrayabileceğinizi söyleyelim. Çarşının bitiminde Selçuk Kalesi devasa surlarıyla Ayasuluk tepesinde döneme tanıklık etmeniz için size yol gösteriyor. Kaleye ulaşana kadar geçtiğiniz yollarda dönemi yansıtan tarihsel kalıntılara denk gelmeniz tabii ki şaşırtıcı değil. Uzaktan kaleyi gördüğünüzde sadece kale gezeceğim hissine kapılırsanız, yanılırsınız! Kaleye varmadan, gezerken karşılaştığımız gibi farklı ülkelerden birçok turistin de merakla ziyaret ettiği ilginç bir mekanı da ziyaret edeceksiniz.


                                             Selçuk'ta karşılaşabileceğiniz tarihsel kalıntılar



                                                   Kiliseye ve kaleye girilen tarihi kapı

St. Jean (Aziz Yahya) Kilisesi günümüze dek ulaşmış sağlam yapılarıyla hem dönemin kilise yapısını görmemize hem de Hristiyan inancına göre Hz.İsa’nın en genç havarisi olan, İncil ve Apokalypse’nin yazarı  Aziz Yuhanna’nın hayatıyla ilgili bilgilere ulaşmamıza imkan verecek. Kilisenin ismini aldığı kişi olan  Aziz Yuhanna  Meryem Ana ile birlikte MS. 37-48 yılları arasında Efes’e gelmiş ve yaşamı burada sona ermiştir. Bu tarihi yerde görüp elde ettiğimiz önemli bir bilgi de Meryem Ana’nın Efes’e geliş hikayesidir.  Çarmıhtaki Hz.İsa’nın, annesini en sevdiği havarisi Yuhanna’ya emanet etmiş olması  ve Hz.Meryem’in Aziz Yuhanna ile birlikte Efes’e gelmesi  bu hikayenin nasıl başladığını söyler bize.   Aziz Yuhanna’nın  Efes’te İmparator  Domitianus  tarafından iki kez öldürülmek istenmiş olması bilgisi de Aziz Yuhanna’nın  Efes’te nasıl  zor zamanlar geçirdiğinin kanıtı. Patmos adasına sürgüne gönderilen ve 95 yılında Efes’e geri dönen Aziz Yuhanna  yaklaşık 100 yaşında ölmüş ve mezarı da Ayasuluk tepesinde, kilisenin günümüzde sağlam  kalan en büyük  sütunlarının yan tarafında bulunuyor.



                                                          St.Jean (Aziz Yahya)'nın anıt mezarı


Zamanla Aziz Yuhanna’nın mezarı üzerine mermerden bir anıt mezar inşa edilmiş. Anıt mezarın içinde bulunduğu St.Jean (Aziz Yahya) Kilisesi yapıldığı dönemden sonra birçok zarar görmüş ve İmparator Büyük Justinianus ile İmparatoriçe Thedora 6 kubbeli  kilisenin tekrar inşa edilmesinde rol oynamışlar. İmparator Justinianus’un yaptırmış olduğu ya da onarttırdığı birçok eseriyle gezilerimde karşılaşmış olmam Anadolu’da birçok eserin yapımında başrolde olduğunun göstergesi.  Haç planlı kilise Efes’te Artemis  Tapınağı’ndan sonra yer alan en büyük dini yapı. Yapı içerisinde anıt mezarı rahatça görebileceğiniz gibi, anlaşılması en rahat bölümlerden biri de “Vaftizhane” bölümü. Bu bölüm çeşitli yıkımlar geçirmiş ama yine de bölümün ne amaçla kullanıldığını gösteren kanıtlar bir şekilde muhafaza edilebilmiş. Anladığımız kadarıyla her dönem farklı zorluklarla karşılaşan bu kilise birkaç defa onarılmış ama bir bölümü cami yapılan kilise yine şansızlıkla karşılaşmış ve depremler sonucu bu cami yapılan kısım da yıkılmış. Yine de bugün baktığımızda vaftizhane ve dev sütunlar gibi kalıntıları görebildiğimiz için şanslıyız.  St. Jean kilisesine ortaçağda Hristiyanlar o kadar çok ilgi göstermiş ki kilise, Hristiyan hacıların uğrak yeri olan “Haç Kilisesi” haline gelmiş. Bugün kalıntılarını görebildiğimiz bu kilisenin ne denli önemli bir yapı olduğunu sadece bu cümleden bile anlayabiliriz. Kilisenin içinde bulunan kalıntıların üzerinde başta haç işareti olmak üzere çeşitli motifler ve yazıların bulunduğu mermerlerle karşılaşacağınızı da söyleyelim.



St. Jean Kilisesi sütun kalıntıları



                                                   Kilisede bulunan motif işlemeli eserler






                                                        St.Jean Kilisesi Vaftizhane bölümü

Koşar adımlarla gezmeye ve anlatmaya devam ederken beklenen an geliyor ve biz hafif bir yokuş tırmanarak (tırmanırken de kilisenin küçük bir maketinin önünden geçerek) Ayasuluk (Selçuk) Kalesine varıyoruz.

                                                                Ayasuluk (Selçuk) Kalesi



 Kalenin yer aldığı Ayasuluk Tepesi Aydınoğulları Beyliğine başkent olmakla birlikte, bu işlevinden  önce farklı dönemlerde farklı krallıklarca kullanılmış. Kale içerisinde değinebileceğimiz ilginç bölümler; İç Kale, Kale Camii, Bazilika (Sarnıç),Kale Köşkü ve Kale Hamamı. Bugün bu yapılar geçirdikleri felaketlere rağmen gayet iyi durumda fakat kale köşkü ve kale hamamı biraz daha fazla etkilenmiş zamanın zor şartlarından. 17 surdan oluşan iç kalenin iki girişi bulunmakla birlikte kalenin içinde beş Sarnıç bulunuyor ki bunların birini sizlere aktaracağım.

                                                       Ayasuluk (Selçuk) Kalesi İç Surlar


                                                        St.Jean Kilisesi ve Ayasuluk Kalesi


Minaresi hasar görse de gayet incelenebilir halde bulunan Kaleiçi Camii’ni gezerken dikkatle incelemenizi tavsiye ederim. Camiyi gezerken, kale içinde gezmemiz için ayrılan merdivenlerden biraz daha yukarı çıkıyoruz ve harika manzara eşliğinde tepe noktasında bulunan Sarnıç’a ulaşıyoruz. Aslında Sarnıç bu kalenin en erken yapılan yapısıymış ve Sarnıç’tan önce Bazilika olarak kullanılıyormuş. Gezilerimde “Bazilika” kelimesinin kilise için kullanıldığını duydum, öğrendim, bu isimle yapılar gördüm. Bu yapı da sarnıç olmadan önce bu amaçla kullanılmış olabilir. Aziz Yuhanna’nın 90 yaşındayken burada İncili yazıp dua ettiğine inanılıyormuş. Bazilika’nın Aziz Yuhanna’nın anısı için yapılmış olabileceği de söyleniliyor. İçinde az miktarda su bulunan bu tarihsel yapıya da bir göz atabilirsiniz hazır kaleye kadar çıkmışken.

                                                             Ayasuluk Kalesi, Kaleiçi Camii


                                                                            Kaleiçi Camii

                                                                             Bazilika (Sarnıç)

                                                                        Bazilika (Sarnıç)


Bu tarihi kalenin taşlı yollarında bitiyor gezimiz yavaştan. Ayasuluk tepesinden surlara bakarak  ve kiliseyi geçerek çıkışa yöneliyoruz. Tarihsel açıdan bu bölge yazdığımız gibi kolay elde edilemeyecek bilgilerle dolu.  Bildiğiniz birçok bilgiyi yerine oturtmak gibi bir yarar sağlıyor. Bu tarihi alanın kapısından çıkıyoruz ve palmiye ağaçlarıyla kaplı bir yoldan İsa Bey Camii’ne doğru gidiyoruz. Bu camii Aydınoğulları Beyliği döneminde İsa Bey tarafından Mimar Ali Bin Dimiski’ye inşa ettirilmiş. İsa Bey Camisi Anadolu’daki iki minareli, revaklı ve şadırvan avlulu camilerin ilk örneklerinden biri. Camiyi yukarıdan görmek isterseniz kiliseyi ziyaret ettiğinizde bu isteğinizi gerçekleştirebilirsiniz.Büyük bir avluya sahip bu cami farklı bir mimari hava yansıtıyor.



İsa Bey Camisi


                                   İsa Bey Camisine gideceğiniz palmiye ağaçlarıyla kaplı yol



                                                                         İsa Bey Camisi


Camiye giden yol üzerinde hediyelik eşya alabileceğiniz dükkanlar alışveriş için sizleri bekliyor . Selçuk ilçesine gelin,bu sakin ilçenin tadını çıkartın.Buradan ayrılırken de uğrayabileceğiniz pek çok alternatifinizin  olduğunu unutmayın. Biz nereye mi gittik? Bu sorunun cevabı bir sonraki yazıdaJ  Bizi takip etmeyi ve okumayı unutmayın. Hoşça kalın.



                                               Selçuk'ta alabileceğiniz hediyelik eşyalar










































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder