BEYAZ TABİAT GÜZELLİĞİNİN ANTİK KENTLE BÜTÜNLEŞTİĞİ TURİSTİK YER : PAMUKKALE

 Daha önce uğramadığım farklı yerleri görebilme umuduyla kısa bir sürede büyük hevesle oluşturduğum seyahat programımın ilk durağı, her gezginin listesinde bulunan, fotoğrafçıların ziyaret ettiğinde deklanşöre basmak için parmaklarının kaşındığı harika bir yer. Pamukkale travertenleri ve Hierapolis Antik Kentini benden dinlemeye hazır olun.

   Güzel ülkemin tüm şehirlerini henüz gezemedim. 81 ilimizin yanı sıra doğal güzellikleri yakından görüp fotoğraflamak hedeflerimden biri. Özellikle kendine has özelliklere sahip küçük ilçeleri keşfetmek ayrı bir keyif. Yaratıcılığıma ve kişisel gelişimime katkı yapacağını düşündüğüm Pamukkale; yıllardan beri kartpostallarda, tanıtım afişlerinde gördüğüm ve gezmek için sabırsızlandığım noktalardan biriydi. Yeni günün ilk saatlerinde başlayan yolculuğum sabaj 6'da Denizli Otogarı'na inmemle birlikte devam etti. Yorgunluğumu atmak ve enerji toplamak açısından çay-simit takviyesinin ardından sıra garajın alt katından kalkan ilçe minibüsleriyle Pamukkale'ye gitmeye geldi. Ziyaretim pazar günü gerçekleşti ve haftasonları minibüslerin 30 dakikada bir kalktığını söyleyelim.2018 yılının Nisan ayında dolmuş ücreti 4 TL. Garajdan kalkan minibüslerle 20 dakikalık bir yolculuk sonrası Pamukkale'nin yer aldığı bölgeye ulaşıyorsunuz. Minibüsler sizi Pamukkale'nin yaklaşık 5 dakika uzağında bir noktaya bırakıyor. Siz yavaş yavaş giriş gişelerine doğru ilerlerken ayakkabılarınızı ve terliklerinizi çıkarmanız gerekeceğini unutmayın. Gişeleri geçtikten birkaç metre sonra ayakkabılarınızı çıkarıp taşlara çıplak ayak veya çoraplarınızla basabiliyorsunuz. Yanınızda ayakkabılar için torba ve havlu gibi gereçler Pamukkale ziyaretiniz sırasında çok işinize yarayabilir.


  Girişi yaptık, ayakkabılar çıktı ve sıra geldi beyaz taşlı yoldan yukarı tırmanmaya. Şahsi fikrim kışın travertenlerin üzerindeki sular yer yer soğuk olacağı için kışın gezerken ayaklarınızın üşüyebileceğini aklınızda bulundurun. Nisan ayının ilk günlerinde sabah saat 9'da başlayan gezimde  kimi yerlerde suyun ve taşların soğuk olması, girintili taşlar üzerinde ilerlerken sizi zorlayabilir. Adım attığınız noktalara dikkat edin. Rahat ilerleyebileceğiniz birçok nokta mevcut. Yukarıya doğru tırmanışım yerine göre sıcak ve soğuk suların içinden, beyaz kumun içinde kalıp ferahlayan ayaklarımın adımlarıyla devam etti. Travertenlerin beyaz güzelliğini, suların maviliğinin  göz alıcı güzelliğinin tadının için bu yolu yavaş yavaş katettim. Yol bitiminde ayakkabılarınızı tekrar giyiyorsunuz ve sizi bekleyen diğer kısımları keşfetmeye başlıyorsunuz.




    Pamukkale'nin güzelliğini izleyebileceğiniz teras kısımlarının yanı sıra Antik Tiyatro, Aziz Philippus'un Mezarı, Kuzey Roma Kapısı, Frontinus Caddesi, Kuzey Bizans Kapısı gibi Hierapolis Antik Kenti  içerisinde keşfedebileceğiniz birçok tarihi yapı bulunmakta. Gezeceğiniz alanın çok geniş olduğunu belirteyim. Bu geniş alanı gezmem, fotoğraflamam ve incelemem yaklaşık 5 saat gibi bir süremi aldı.




  Doğal güzelliklerin keyfini çıkardık, bol bol fotoğrafladık şimdi sıra geldi tarihsel güzelliklere ve tarihsel açlığımızı doyurmaya. Antik şehirde yer alan tarihi yapılardan en çok dikkat çekeni hiç şüphesiz Antik Tiyatro. Tiyatronun bulunduğu alana adımınızı attığınızda, tarihi yapılara ilgi gösteren bir ziyaretçiyseniz büyük oranda hayran kalacaksınız. İmparator Septimus Severus zamanında İ.S 3.yüzyılda, önceki evreyi (Flavius dönemi) içine alarak ve yok ederek inşa edilen Antik Tiyatro'nun geçmişinde farklı imparatorların etkisi olmuş. 1.yy 'la ait olan ilk tiyatro, travertenlerden olup küçük bir sahne binası bulunmaktaymış. İ.S 60 yılında deprele yıkılan yapının yeniden inşasına Flavuslar öneminde başlanmış. Hadrian döneminde inşa halinde olan yapı Severuslar döneminde ise İ.S 206 yılında tamamlanmış. Antik Tiyatro'nun bulunduğu alana girdiğimde ilk hissettiğim duygulardan biri de Efes Antik Kenti'ni ziyaret ettiğimde  karşılaştığım Celsus Kütüphanesiyle yapı olarak benzerliğiydi. Hatta Celsus Kütüphanesi'nin önünde bulunan 4 farklı heykele benzer iki heykelin antik tiyatro önünde yer alıdğını görebilirsiniz. Sonuç olarak her iki yapınında bulundukları antik kentlere ayrı bir güzellik kattığını söyleyebiliriz.

                                                                 
                                                                     Antik Tiyatro

  Tiyatronun basamaklarında dinlenip, bu antik güzelliği doyasıya seyrettikten sonra biraz daha tepelere doğru gezimiz devam etti. Toprak alanlarda ilerleyeceğiniz bu yolculukta eğer gözünüze çok uzak gelmezse Aziz Philippus Köprüsü, Ayazma (Kutsal Alan Çeşmesi), Aziz Philippus'un Mezarı gibi tarihi ilginç yapılarla karşılaşabilirsiniz. Aziz Philippus Köprüsünü geçtikten sonra Orta Bizans Dönemi'nde (9-11.yüzyıllar) inşa edilen 70 metre uzunluğundaki merdivenleri tırmanarak Ayazma ve Aziz Philippus'un Mezarı'nın bulunduğu bölüme ulaşıyorsunuz.


        Orta Bizans Dönemi'nde (9-11.yüzyıllar) inşa edilen 70 metre uzunluğundaki merdivenler

                                                     
                                                                Ayazma (Kutsal Alan Çeşmesi)



                                                                  Aziz Philippus'un Mezarı

 Antik Havuz ve Müze gibi ziyaret edebileceğiniz diğer kısımlar dışında travertelerin bittiği noktaya geri  dönüp biraz daha uzağa doğru son adımlarımı atmaya karar verdim. Şehrin kuzey kapısının dışında yer alan İ.S 3.yy başlarına ait olan ve İ.S 6.yy'da orta mekanda bir nef oluşturularak kiliseye çevrilen hamam yapısı ziyaret noktalarımdan biri. Sıra geldi seyahat ettiğimiz noktada karşılaştığımız ilginç bilgiye. Anadolu'da birçok antik kentte olduğu gibi şehrin dışında hamam yapısının olmasının nedeni; Antik Çağ'da Anadolu insanının temizlik ve bulaşıcı hastalıklar için aldıkları tedbirmiş. Şehre gelen insanlar yıkandıktan sonra şehre alınıyormuş. Asırlar öncesinde tehlikeli durumlara karşı önemli bir savunma aracı olduğu söylenebilir hamamların.





                                                                    Hamam Bazilika

  Artık uzak noktadan geriye dönüş başladı ve sırada ziyaret edeceğim son antik yapılar var. Son tarihi rotam şu şekilde; Kuzey Roma Kapısı'ndan içeri adımım atıyorum, Frontinus Caddesi'ndeki asırlık  taşların üzerinde yürüyor, Latrina kalıntılarının yanından geçiyor ve Kuzey Bizans Kapısı'ndan çıkıyorum. Dönemin insanları gibi üzerinde adımladığım 170 m uzunluğundaki tarihi bu cadde kentin ana caddesini oluşturuyor. Kuzey Bizans Kapısı'ndan çıkmadan önce bu tarihi alanın keyfini  çıkarın.


                                                                Kuzey Roma Kapısı


                                                              Frontinus Caddesi

  Gecenin geç saatinden başlayıp Denizli Otogarında enerji toplayıp hız kazandırdığım , tabiat harikası ve antik yapıları ziyaret ettiğim 5 saatlik 10.000 adımı çok rahat geçtiğim bu maceramın sonlarına doğru, geldiğim yoldan , sabaha oranla ısınmış şifalı suların içinden yorulmuş ayak tabanlarıma gelen rahatlama hissiyle birlikte girdiğim kapıdan bu harika yolculuk sona eriyor. Burayı bana hatırlatacak hediyelikler aldıktan sonra minibüsün beni bıraktığı yerden garaj yönüne giden araca binip farklı bir şehir için tekrar otogara gidiyorum. Sıradaki ziyaret noktam Ege'nin güzel bir şehrinin turistik ilçelerinden biri. Takipte kalmaya devam edin, görüşmek dileğiyle hoşçakalın. 


                                           5 saatlik yolculuğun sonlarına doğru yaklaşırken



VAKTİ AZ OLANLAR İÇİN YAZIDAN PÜF NOKTALAR

* Denizli Otogar Pamukkale arası 20 dakika, Ücret 4 TL
* Ayakkabı için torba ve yanınızda havlu gerekli olabilir
* Antik Tiyatro, Kuzey Roma Kapısı, Frontinus Caddesi önemli tarihi yerler
* Suyun ve taşların sıcaklığı düşünülüp doğru zamanda ziyaret etmek önemli
* Gezilecek alan çok geniş olduğu için vaktinizi iyi ayarlayın




































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder