Fotoğraf çekmek için mükemmel bir ortam Sultanahmet Meydanı. Ben bir gün
içerisinde doya doya gezilemeyeceğinin kanısındayım. Üstün körü burada ne
varmış, şurası da şöyleymiş diye gezersiniz orası ayrı, kastettiğim şey karşılaştığınız
enteresan yapının ince ayrıntılarına kadar fotoğraflarını çekip ince
detaylarına varabilmek. Sultanahmet Meydanı’nı ziyaretimden çıkan bu devam
yazımızda sizlerle III. Ahmet Çeşmesini ve Dikilitaşları paylaşacağım.
Dikilitaşları Sultanahmet Camisinin hemen önünde büyük meydanda rastlayacaksınız. O meydana
adım attığınızda karşınıza çıkan iki devasa taş. İnsanlar önünde fotoğraf
çekilip üzerindeki desenleri incelemeye başlıyorlar. Meydan üzerinde iki tane
dikilitaş bulunuyor ve yanlarındaki tabelalarda kim tarafından ve ne için
yazıldığına dair bilgiler mevcuttur. Obelisk dikilitaşı Mısırlı hükümdar
III.Thutmosis tarafından Asya’da kazandığı zafer anısına diktirdiği taştır. Bu
taşın üzerinde farklı Mısır kültürüne ait motifler var.
Obelisk Dikilitaşı
İkinci taşımız Örme
Dikilitaş. Örme Dikilitaş hipodrom
eksenindeki eserlerin sonuncusu ve yarışan at arabalarının dönüş noktasıymış.
Tabanındaki yazıttan anlaşıldığı üzere de bu taş VII. Konstantinos tarafından
onarılmış ve bronzla kaplanmış, bu bilgiyi de yazıtı ziyaret ettiğimizde
öğreniyoruz. Sultanahmet Meydanı Bizans döneminde Hipodrom Meydanı olarak
anılıyormuş ve sportif faaliyetler gerçekleşiyormuş bu bölgede. Örme
Dikilitaşın da meydanın sonunda bulunan bir eser olması yarışan arabaların
dönüş noktası olmasının nedeni. Gerçekten o dönem için yapılması zor olan bu
taşlar , bugün bile insanların nasıl yapıldığını, üzerindeki motiflerin nasıl
işlendiğinin merak ettiği eserlerdir. Obelisk Dikilitaşı’nın dört yüzünde de
Mısır tanrılarından bahsedildiğini ve Thutmosis’in yüceliğinin anlatıldığını
dikilitaşlarla ilgili notlarımıza ekleyelim son olarak.
Örme Dikilitaş
Yazımızın son bölümünde Topkapı sarayının bahçe
giriş kapısının önünde yer alan III. Ahmet Çeşmesinden bahsetmek istiyorum.
Turistler için bu meydanda birbirinden mükemmel mimari örnekleri olduğunu
aktarmıştım, III.Ahmet Çeşmesi de en azından bu eserleri gezmek için
koşuştururken mimarisine şöyle bir dikkat edip fotoğraf çekmeniz için emek
harcanmış güzellikte bir eser. Üzerinde birbirinden etkileyici özenle işlenmiş
yazılar bulunmaktadır. III. Ahmet Çeşmesi 1729 yılında Nevşehirli Damat İbrahim
Paşa’nın önerisiyle III. Ahmet tarafından Perayton isimli Bizans çeşmesinin
yerine Mimar Ahmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Çeşme Türk rokoko tarzının en önemli
örneklerinden biridir.
On dört kıtalık Kayseri ve Halep kadısı şair Seyyit
Hüseyin Vehbi Bin Ahmet’e ait kaside sebillerin ve her kenarda bulunan çeşmelerin
üzerine ta’lik hatla yazılmıştır. İstanbul’a ziyaret gerçekleştirdiğiniz zaman
meydanın büyüsüne kapılıp hangi eseri ziyaret etsem diye düşünürken bu eserlere de göz atmayı
unutmayın. Sizlere Sultanahmet Meydanında sizleri karşılayacak olan yapımı
farklı tarihlere dayanan sanatsal açıdan değişik özellikler barındıran farklı
eserlerden bahsettim. Eğer Ayasofya ve Topkapı Sarayını unuttuğumu düşünen
okuyucularımız varsa, sonraki yazılarımızda bu eserlerden doyasıya bahsedeceğim
haberini vereyim ve Sultanahmet Meydanına ziyaretinizde bizleri unutmamanız
dileğiyle sizlere veda edeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder