5 Mayıs 2014 Pazartesi

HARİKA MİMARİSİYLE SİZLERİ KENDİNE HAYRAN BIRAKAN SULTANAHMET CAMİSİ (BLUE MOSQUE) VE İSTANBUL GEZİSİ

Yeni bir yazı yazmak  ve ya yeni şeyler öğrenmek için gezmeye başladığınızda sizi en çok sevindiren şeylerden biridir bahsedeceğiniz birbirinden mükemmel tarihi yer, hikaye ya da manzarayla karşılaşmak. Teknolojinin geliştiği günümüzde insanlar nerede ne olduğunu anında öğrenebiliyor. Siz gezdiğiniz yerden öğrendiklerinizi aktarmak isterken, zaten bu bilgiler okunmuş olabiliyor. Fakat gezerken aldığınız haz için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Özellikle İstanbul gibi tarihi ve muazzam güzellikleri olan bir şehri geziyorsanız. Bu yazımızda İstanbul’dan konuşacağımız için İstanbul örneğini verdim; fakat tabii ki dünya üzerinde resimlerine bakıp hayran olduğumuz, ziyaret edebilsek eşine zor rastlanır deneyimler yaşayabileceğiniz pek çok özel şehir var kendine has özellikler barındıran. Benim kendime has deneyimlerimi aktarmak istediğim, bana özel bir gün yaşatan, turist olarak gezmekten büyük keyif aldığım İstanbul maceramı sizlerle paylaşacağım.



 Dünya’nın her yerinden sayısız turiste merhaba diyen bu harika şehir, yağmurlu olmasını beklediğim fakat gezmek için son derece mükemmel bir Pazar gününde karşıladı beni. Bu arada İstanbul’u tek yazıyla anlatmak mümkün değil benim için. Bu yüzden yolculuğum ve Sultanahmet Camisi hakkında yazmayı uygun buldum. Bu tabii ki İstanbul’a ilk yolculuğum değildi fakat Anadolu’dan Avrupa’ya uzanıp fotoğraf çekmek için saatler harcayacağım için de heyecanlıydım. Güzel hava sayesinde vapurdan İstanbul’u fotoğraflamak ve denizin keyfini çıkarmak ayrı bir güzellikti. Başta dediğim gibi vapurların bir yakadan diğerine geçtiğini fotoğraflarla görebilirsiniz, ama güzel bir havada vapur keyfini asla bu deneyimi yaşamadan bilemezsiniz. Ben bu deneyimi yaşayan biri olarak söyleyebilirim ki o muhteşem manzaraya karşı yaşadığınız anlar tarifsiz güzel. Sizi vapura bindiğinizde ilk karşılayan ise tarihi Haydarpaşa Garı binası oluyor. Sultanahmet Camisi vapurla karşıya geçerken tüm güzelliğiyle sizlere adeta kendini belli ediyor.





 Bu yazım için ziyaret noktam olan bu tarihi yapıya ulaşmak için Eminönü iskelesinde inip her zaman ki gibi sırtımda çantam elimde makinem İstanbul’un tarihi ve turistik sokaklarında yürümeye başladım. Sokaklarda dolaşırken etrafınızda İstanbul ile ilgili hediyelik eşya satan bir çok dükkan ve tarihi yerleri ziyaret etmek için dolaşan turist kafileleri göreceksiniz. Bende yaklaşık 15-20 dakika yürüdükten ve şu anki durumuyla içindeki kuş sesleriyle dolaşmak için keyifli Gülhane Parkından geçtikten sonra Sultanahmet Meydanına vardım. Bizi o meydanda her biri farklı hikaye barındıran tarihi yapılar bekliyor. Sultanahmet Camisi, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Dikilitaşlar , III. Ahmet Çeşmesi biraz ilerde Kapalıçarşı. Bu tarihi yerleri oraya vardığınız zaman gerekli vakti ayırarak ziyaret edebilmeniz mümkün.


 Dediğim gibi bu yerleri bir yazıda anlatmak mümkün değil, o yüzden bu yazımızı Sultanahmet Camisi için ayıracağım. Havanın güzelliği ve turizm sektörünün de açılmasında olsa gerek bu tarihi meydanda çok sayıda turistle karşılaştım ve farklı dillerdeki diyaloglara şahit oldum. Tarihi yerleri ziyaret etmek için turistlerin uzun kuyruklar halinde beklediğini gördüm. Sultanahmet Camisinin bahçesine girdiğim zaman ise bu harika mimariden etkilenmemek mümkün değildi. Bu harika mimariyi nasıl daha iyi fotoğraflarım demeden edemedim. Farklı kültürlerden insanların tarihi yerleri  merak etmesi, benimde onlar gibi bu deneyimi yaşamam, bu güzel caminin iç yapısını inceleyebilmem benim için ayrı bir keyifti.




 Bu güzel caminin mimarı ise Sedefkar Mehmet Ağa. Yabancı turistler Sultanahmet Camisi için “ Blue Mosque” derler. Bende ilk öyle duymuştum yabancı arkadaşlarıma ülkemden bahsederken. Bu mükemmel yapıya merak edip, beğenen kişilerin bana sorduğu yerlerden biriydi Sultanahmet. Biraz araştırdım ve caminin duvarlarını kaplayan çini ve kalem işi süslemelerindeki hakim rengin mavi olmasından dolayı bu ismi aldığı bilgisini öğrendim.



 Karşıdan bu heybetli yapıyı gördüğünüz zaman ziyaret etmek için iyi bir sebebiniz oluyor zaten. 17 yüzyıl eseri bu harika yapı ziyaret etmeniz gereken noktalardan biri kesinlikle. Caminin yapımı yaklaşık yedi yıl sürmüş. İçindeki işlemeleriyle ışıklandırmasıyla ferahlığıyla insana ayrı bir huzur sağlıyor Sultanahmet Camisi. Dini ve turistik açıdan çok ünlü bir mekan ,bir sürü bilgiye ulaşabilirsiniz, yaşayacağınız duygu ise sizlere has olacaktır.






 Sultanahmet Camisi hakkında ben sizlere kendi yaşadıklarımı anlattım, ince detayları bilgi olarak verdim. Büyük ihtimal çok şey araştıracaksınız bu cami hakkında, ardından da bu yapıyı gezmeden bilgileri bir kenara bırakmayın bence. İyi ki gezmişim diyebileceğiniz bu camiye gerçekleştirdiğiniz bir gezide bizi hatırlayın, bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle… 





   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder